Bağlantılı, ama aynı zamanda “sahipsiz” bir dünya…

KÜRESEL GÜNDEM 2015

Dünya Ekonomik Forumu Küresel Gündem Konseyi tarafından hazırlanan ve 7 Kasım 2014 günü açıklanan raporu sizler için özetleyip Türkçeleştirdik.

2011’den bu yana her yıl hazırlanan bu rapor, iş hayatı, sivil toplum, hükümetler, üniversiteler, değişik yaş gruplarından ve her coğrafi bölgeden yaklaşık 1800 kişinin görüşleri temelinde şekilleniyor.

İşte raporun en çarpıcı başlıkları:

Önceki yıllara kıyasla 2014 son derece hareketli, oynak bir yıl oldu. Küresel jeopolitik gerginlikler arttı. Tüm dünyada gelir eşitsizlikleri artı, işsizlik artmaya devam ediyor.

Ekonomiler dünya çapında giderek daha çok bütünleşirken, politik sistem daha da parçalanıyor. Küreselleşmeye karşı tepkiler ve milliyetçilik yükseliyor. Politik ve ekonomik yapılar arasındaki bu kopukluk büyük bir endişe kaynağı haline gelmiş durumda. Herhangi bir şokun hızla tüm dünyaya yayılabileceği kadar bağlantılı bir dünya, ama aynı zamanda “sahipsiz” bir dünya! Küresel liderlik krizi derinleşiyor. Uluslar ve politik liderler işbirliği ve inovasyon yoluyla toplumsal ve ekonomik sorunlara çözüm geliştirecekleri yerde, izolasyona, milliyetçi hamasete ve jeopolitik güç oyununun eski paradigmalarına sığınıyorlar.

ÖNE ÇIKAN 10 TREND

  1. Gelir eşitsizliğinin derinleşmesi
  2. İşsizliğin armaya devam etmesi
  3. Liderlik yoksunluğu
  4. Jeopolitik rekabetin artması
  5. Temsili demokrasinin zayıflaması
  6. Gelişmekte olan dünyada kirliliğin artması
  7. Beklenmedik iklim olaylarının sıklaşması
  8. Milliyetçiliğin yükselmesi
  9. Su sıkıntısının artması
  10. Sağlığın ekonomideki öneminin artması

Bu trendler incelendiğinde ekonomik sorunlarla çevre sorunlarının öne çıktığı görülüyor; ama bu ikisi birbiriyle bağlantılı aslında ve kısa vadeli ekonomik düşünmenin bir sonucu, çıkış yolu da sürdürülebilir ekonomik gelişmede!

  1. Gelir eşitsizliğinin derinleşmesi

2014 gündeminde ikinci sırada olan bu trend 2015’te ilk sıraya yükseldi. Bu tüm ülkeleri etkileyen bir trend. Fırsat eşitsizliği, toplumsal cinsiyetler, etnik kimlikler, yetenek ve beceriler ve yaşlar arası eşitsizliklerin artması gibi tezahür ederken, aynı zamanda yoksulluk, çevre yıkımı, işsizlik, politik istikrarsızlık, şiddet ve çatışmaların tırmanışını da doğrudan etkiliyor. Özellikle gençler üzerinde etkili ve gençlerin dışlanmasıyla sonuçlanıyor.

  1. İşsizliğin artmaya devam etmesi

2014 gündeminde üçüncü sırada olan bu trend 2015’te ikinci sıraya yükseldi. Hızlı teknolojik ilerlemenin yol açtığı çalışma yeri (jobs) sayısının azalması artarak devam edecek. Herkes için anlamlı ve esaslı bir rol sağlayan çalışma yeri hedefi gündemden düşmeyecek. Bu koşullarda öyle bir şey kendiliğinden olmaz. Büyük çaplı projelere ihtiyaç var.

  1. Liderlik yoksunluğu

Katılımcıların yüzde 86’sının paylaştığı bir görüş ve en çok Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da hissediliyor. Sistemler nasıl kurulduysa, oyun da öyle oynanmaya devam ediliyor, koşulların kökten değiştiği dikkate alınmıyor ve bu da çözümsüzlük üretiyor.

  1. Jeopolitik rekabetin artması

Soğuk Savaş sonrasında dünya çapında liberal, demokratik bir mutabakat oluştuğu şeklinde bir hava vardı. 1990’larda daha çok zayıf devletler, terör şebekeleri gibi asimetrik tehditler görülüyordu. Bugün ise simetrik tehditler de yeniden gündemde. Büyük aktörler gene yarışmaya girdi.

Yeni bir soğuk savaştan söz etmek mümkün değilse de gerginlikler var. Rusya ile Batı arasında Ukrayna çevresinde boy atan gerginlik; Ortadoğu’da Birinci Savaş sonrası oluşan devlet sisteminin çökmesi, Asya’da Çin’in yükselişi, Çin-Japon gerginliği ve çoğu kişi tarafından geleceğin süper gücü olarak görülen Çin’in rolünün belirsizliği…

  1. Temsili demokrasinin zayıflaması

Özellikle 2008 krizi sonrasında politik kurumlara olan güven büyük darbe aldı. Tüm dünyada yurttaşlarla seçilmiş temsilcileri arasındaki uçurum derinleşiyor. Son iki yılda çok çeşitli ülkelerde aktif yurttaş protestoları boy attı

On dokuzuncu yüzyıl kurumlarıyla ve 20. yüzyıl zihniyetleriyle 21. yüzyıl yurttaşlarıyla iletişim kurmak mümkün olmuyor.

6. Gelişmekte olan dünyada kirliliğin artması

Hava, su ve çevre kirliliği ve karbon salımının artmasının en büyük sorumluları ABD, Çin ve AB olmakla birlikte bu en çok gelişmekte olan ülkeleri etkiliyor. Son yıllarda birçok önlem uygulamaya sokulmakta birlikte elde edilen sonuçlar yetersiz kalıyor. Paris 2015 İklim Zirvesinde konu ele alınacak. Ancak bütün göstergeler sürdürülebilirlik için alternatif bir refah yoluna karar vermekten başka bir çare olmadığına işaret ediyor.

  1. Beklenmedik iklim olaylarının sıklaşması

Aşırı iklim olayları son yıllarda iyice sıklaştı. Şu anda elimizden felaketten felakete yardım için koşturmaktan öte bir şey gelmiyor. Karbon yönetiminin ötesinde bir şeylere ihtiyaç olduğu giderek daha iyi görülüyor.

  1. Milliyetçiliğin yükselmesi

Özellikle Avrupa ve Ortadoğu’da milliyetçiliğin yükselişine tanık oluyoruz. Avrupa’da yabancı düşmanlığı aşırı sağ partileri güçlendiriyor. İskoçya, Katalanya, Belçika, Lombardiya’da görüldüğü gibi ayrılıkçı akımlar güçleniyor. Ortadoğu ve Uzak Asya’da milliyetçilik tırmanıyor.

  1. Su sıkıntısının artması

Bundan en çok Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Afrika ülkelerinin etkileneceği görülüyor.

  1. Sağlığın ekonomideki öneminin artması

Sağlık hizmetlerini iyileştirmenin ve biyomedikal araştırmaları artırmanın ekonomiyi inşa etmenin çok iyi bir yolu olduğu görüldü. Bu trend ilk kez bu yıl ilk ona girdi.

dunya_ekonomik_forumu_istanbulda_h9014

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s