Optimist Newsletter Ekim sayısı yayınlandı!

Optimist_Bulten_Ekim_foto

Optimist Yayın Grubu olarak, uluslararası kaynaklardan derlediğimiz
Optimist Newsletter Temmuz sayısı yayınlanmıştır.

Görüş ve önerilerinizi bizimle paylaşabilirseniz, daha zengin içerikler oluşturma imkânı bulabiliriz.

Bülteni okumak için lütfen linke veya fotoğrafın üzerine tıklayın.
Optimist_Bulten_Ekim2018

ENFORMASYON VE MODERN ŞİRKET

“Türkiye gelişmekte olan bir ekonomiden çok daha fazlasıdır; çok yönlü bir ekonomidir… Umarım şirketlerin enformasyonu nasıl kullandığına dair bir sonraki kitap, Türk girişimlerin hikâyelerini de içerir.”

Bugün enformasyon olmadan faaliyet gösterebilecek hiçbir işletme yok. İster küçük bir kahve dükkânı ya da büyük bir kamu hizmeti şirketi, isterse de bir köyün muhtarlığı ya da ulusal devlet daireleri olsun, her yer enformasyona dayanır. Bunun bir kısmı kâğıt üzerinde, bir kısmı akıllı telefonlarda, yine bir kısmı da tabletlerde, kişisel bilgisayarlarda ve büyük bilgisayarlardadır. Dünyanın dört bir yanındaki şirketlerin öğrendiği şey, iş yapma yollarını oluşturup sağlamlaştırdıkça, etkinliklerinin çok büyük bir bölümünün artan miktarlarda enformasyonun toplanmasını, saklanmasını, analizini ve kullanımını içermesidir. Günümüz yöneticileri ve çalışanları, enformasyonun toplanıp kullanılmasında bugün uzmandırlar.

Bu Türkçe baskıyla, Türkiye’deki iş pratiklerinin dünyanın dört bir yanında bulunanlar kadar modern ve normal olduğunu görüyoruz. Türk girişimlerin Batı’nın en iyi pratiklerini benimseme, Ortadoğu ve Asya’nınkileri iyileştirip uyarlama ve özgün inovasyonlar sağlama konusunda seçkin ve uzun bir tarihi var. Bu yüzden bu kitabın Türkçede basıldığını görmek şaşırtıcı değil; aksine, modern Türk iş pratiklerinin bir devamı niteliğinde. Okuyucu bu kitapta, Avrupa ve Ortadoğu’yla, Asya’yla ve artan bir şekilde Latin Amerika ve Afrika’yla ticari ve iş ilişkilerini pekiştirecek içgörüler bulacak.

Türkiye ekonomisi yaygın bir şekilde, hızla gelişmekte olan bir ekonomi olarak düşünülür. Ne var ki Türkiye gelişmekte olan bir ekonomiden çok daha fazlasıdır; çok yönlü bir ekonomidir. Türkiye’de yaşayan profesyoneller bu olguyu bilirler. Dünyadaki en profesyonel, çalışkan işletmelerden ve devlet topluluklarından bazılarını temsil ederler. Türkiye, ekonomisini ve toplumunu sürekli olarak yeniler ve dolayısıyla içgörüler için yüzünü dünyaya döner. Türk profesyonellerin, yeni yüzyılda şirketlerin nasıl iyi performans gösterdiğini belgelediğim bu çalışmama ilgi göstermelerine minnettarım. Bu kitabı, enformasyonun büyük kuruluşlarda nasıl kullanıldığına dair genel bir resim çizmek için yazdım. Bunun “büyük resme” bir giriş olmasını ve okuyucuların bunu, başka neleri göz önünde bulundurmaları gerektiğini ve ellerindeki şeyleri en iyi nasıl iyileştireceklerini anlamak için bir kılavuz olarak kullanmaları arzusuyla tasarladım.

Okuyucularıma en iyi dileklerimi sunuyorum. Ayrıca Türkiye’deki yayıncıma, bu kitabı yayınlamayı kabul ettikleri için teşekkür ediyorum. Umarım şirketlerin enformasyonu nasıl kullandığına dair bir sonraki kitap, Türk girişimlerin hikâyelerini de içerir.

James W. Cortada

Enformasyon_ve_Modern_Sirket_K2.jpg

Günümüzün En Büyük Meselesi Bolluk Yaratmak

İnsanoğlu var olduğundan bu yana; ayrıcalıklı bir azınlık, terinin son damlasına kadar çalışan bir çoğunluğun hiçbir zaman faydalanamadığı nimetlere sahip oldu. Akil adamların hepsi aradaki bu uçurumun kapanmasının mümkün olmadığını düşünüyorlardı. Ama kapanıyor, hem de müthiş bir hızla…

Abundance

Diamandis ve Kotler, Bolluk‘ta; geçtiğimiz iki yüz yılda yapamadığımız kadar büyük bir atılımı önümüzdeki yirmi yıl içinde yapabileceğimizi anlatıyorlar. Yapay zekâ, robotbilim, muazzam kapasitelere sahip bilgisayarlar, dijital imalat, nanomateryaller, sentetik biyoloji ve hızla genişleyen teknolojik ağ, önümüzdeki yirmi yıla damgasını vuracak. Teknolojinin hızla geliştiği ve karşımıza yeni fırsatlar çıkardığı bu dönem, hepimizi bollukla daha çok karşılaştıracak.

Teknolojinin kaldıraç etkisi ile Bolluk çağına geçebilmek için ihtiyaçlarımızı; su, gıda, enerji, sağlık, eğitim ve özgürlük kategorilerine ayıran Diamandis ve Kotler, bu alanlarda öncülük eden inovatörleri ve endüstrinin yaratıcı isimlerini sahneye çıkartıyor; günümüzün karamsar atmosferine inat iyimserlik tohumları ekiyorlar.

“Aslında hangi geçerli ölçütle bakarsak bakalım, yaşam kalitesinin son yüzyılda her zamankinden çok daha fazla iyileşmiş olduğu yakında netlik kazanacaktır. Bu yüzden, yol boyunca ne gibi kaba, yürek burkucu kesintilerle karşılaşırsak karşılaşalım, kitapta göreceğiniz gibi, küresel yaşam standartları manşetleri kaplayan dehşete rağmen iyileşmeyi sürdürecektir.

Bunu Neden Önemsemeli

Bu kitap, küresel yaşam standartlarının iyileştirilmesiyle ilgili; desteğe en çok ihtiyacı olan standartlar ise gelişmekte olan ülkelerde. Burada ikinci soru gündeme geliyor. Gelişmiş dünyada yaşayan bizler bunu neden önemsemeliyiz? Kendi dünyamızda zaten yeterince sorunumuz yok mu? ABD’deki işsizlik ve haciz oranları yükseliyor, öyleyse insani nedenleri bir yana bırakırsak, küresel bolluk çağı için zamanımızı harcamaya gerçekten gerek var mı? 

Bunun yanıtı, kısaca evettir. İzolasyon günleri artık geride kaldı. Günümüz dünyasında ‘oralarda’ olan her şey ‘buraları’ da etkiliyor. Salgınlar sınır tanımıyor, terör saldırıları küresel ölçekte yürütülüyor ve aşırı nüfus hepimizin sorunu. Bu sorunları çözmenin en iyi yolu ne olabilir? Küresel yaşam standartlarını yükseltmek değil mi? Araştırmalar bir ulus ne kadar varlıklı, eğitimli ve sağlıklı olursa, toplum içi şiddet ve huzursuzluğun o kadar az görüldüğünü ve huzursuzluğun ülke sınırları dışına taşma olasılığının da o kadar düşük olacağını gösteriyor. Dolayısıyla, istikrarlı yönetimlerin, bir bulaşıcı hastalığın patlak vermesini küresel salgına dönüşmeden önleme olanağı daha fazladır. Yaşam kalitesi ile nüfus artışı oranı arasında dolaysız bir bağın varlığı da bunun ilave ödülüdür — kalite arttıkça doğum oranı azalır. Meselenin özü şu: günümüzün hiper bağlantılı dünyasında herhangi bir yerdeki problemi çözdüğünüzde, her yerdeki problemi çözmüş olursunuz. 

Üstelik önümüzdeki büyük meydan okumaları göğüslemek için en etkili araç insan aklıdır. Şu anda sürmekte olan enformasyon ve iletişim devrimi tüm gezegene hızla yayılıyor. Önümüzdeki sekiz yıl içinde üç milyar kişi daha internet kullanmaya başlayacak, küresel söyleşiye katılacak ve küresel ekonomiye katkı yapacak. Onların fikirleri –daha önce ulaşma şansı bulamadığımız fikirler– hepimizin yararına olacak yeni keşifler, ürünler ve icatlar getirecek.”

– Peter H. Diamandis & Steven Kotler, Bolluk

Bolluk

Bolluk

Yazar: Peter H. Diamandis – Steven Kotler

Günümüzün En Büyük Meselesi Bolluk Yaratmak!

Heyecan verici gelişmelerin yaşandığı bir çağa tanıklık ediyoruz. Teknoloji, bilim, mühendislik, sosyal eğilimler ve ekonomik kuvvetler dünyamızı hızla değiştiriyor. Önümüzdeki yirmi yılı da bu güçler şekillendirecek. Yaşanan tüm gelişme ve değişimler çok önemli bir soruyu da beraberinde getiriyor: Küresel bir bolluk düzeni yaratmak mümkün mü?

Bu kitabın cevabı net: Evet! Bolluk, yaşadığımız günlerin karamsarlığına rağmen umudunu yitirmeden iyimserlik tohumları ekiyor. Su, gıda, enerji, sağlık, eğitim ve özgürlük, dünyamızın en sorunlu alanları olarak öne çıkarken; çözüm üreten beyinler buna nasıl tepki vereceğimize daha fazla odaklanıyor.

Evet, gelecek çok daha güzel olacak. Ama nasıl? Bolluk’ta, dünyanın önde gelen bilim insanlarıyla hayal ile gerçeğin kesiştiği yere yolculuğa çıkacaksınız. Teknoloji ve inovasyonun gücü ile sosyal girişimin yaratıcılığı birleştiğinde geleceğin bolluk düzeninin nasıl adım adım kurulacağını göreceksiniz. İnsanların enerjilerini hayatta kalmak için değil hayallerini gerçekleştirmek üzere harcadıkları bir dünya için…

 

Yazarlar hakkında:

Peter H. DiamandisX PRIZE Vakfı’nın Başkanı ve CEO’su, Singularity Üniversitesi’nin kurucu ortağı ve Başkanı, International Space Üniversitesi’nin ise kurucu ortağıdırOnun üzerinde uzay ve ileri teknoloji şirketinin kurucusu olan Diamandis, Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunudur ve MIT’de moleküler biyoloji ve uzay mühendisliği eğitimleri almıştır.

Steven Kotlerödüllü bir gazetecidir. A Small Furry Prayer, West of Jesus ve The Angle Quickest for Flight kitaplarının yazarıdır. Aralarında; The New York Times MagazineWiredDiscoverPopular ScienceGQ ve Outside’ın da bulunduğu 60’tan fazla yayında yazıları yayınlanmış olan Kotler, PsychologyToday.com blogunda düzenli olarak yazmaktadır.

 

(Detaylı bilgi için kapak görseline tıklayınız)

 

 

İyi Şirket (mart’13)

İyi Şirket

Yazar: Philip Kotler – David Hessekiel – Nancy R. Lee

Finansal ve sosyal alanları eşzamanlı geliştirebilmenin hassas dengesini kurmaya çalışan iyi niyetli profesyoneller için gerçek bir rehber!

İyi Şirket pazarlama ve sosyal inisiyatifin şirketin kapsayıcı hedefleriyle bütünleşebilmesi için ihtiyaç duyulan tavsiyeleri sunan bir el kitabı niteliğinde. Şirket yöneticilerini ve personelini en uygun meseleleri, en iyi ortakları ve potansiyeli en yüksek girişimleri seçmeye hazırlayan sayfalarda, pazarlama ve kurumsal seviyede kampanyalar düzenlemenin yol haritasını bulacaksınız. Ayrıca;

– Müşterileri sosyal bir amacı destekleyen şirketinize katılmaya nasıl ikna edeceğinizi,

– Ürün satışlarını ve müşteri ilişkilerini bağışlarla nasıl destekleyebileceğinizi,

– Çalışanları zamanlarını ve yeteneklerini sizin amacınıza sunmaları için nasıl teşvik edip örgütleyebileceğinizi,

– Uğruna değecek sosyal bir sonuca ulaşmak için iş yapma biçiminizi nasıl değiştireceğinizi,

– Malum kötümserlerle ve eleştirilerle nasıl baş edeceğinizi bu kitaptan öğrenebilirsiniz.

İyi Şirket, kurumsal bir sosyal sorumluluk incelemesi değil, iş kurucular için yazılmış bir kitaptır. Olumlu sosyal etkiler yaratacak ve sonuç alıcı işlere imza atacak yüreğe ve akla sahip bir kuruluş olarak hem sosyal amaçlarınızı hem de kârınızı aynı anda yükseltebileceğinizi öğreneceksiniz.

Sosyal amacınızı nasıl bulacak, nasıl kampanyalar düzenleyeceksiniz? Ve kötümserleri nasıl uzak tutacaksınız?

İyi Şirket, dünyanın her yerinden güncel örneklerle, iyi şeyler yaparak nasıl iyi bir şirket olunacağını gösteriyor. 
(Detaylı bilgi için kapak görseline tıklayınız)

Dünyayı Anlamak ve Değiştirmek Üzerine

 

Dünya değişiyor. Değişim anlayışımız dönüşüyor…

Yeni oluşan dünyayı daha iyi anlayabilmek ve anlamlandırabilmek için gelişmelere yaklaşım tarzlarımızı ve paradigmalarımızı yeniden düşünmeye ihtiyacımız var.

Gerçekçi ve samimi bir başlangıç için…

 

Detaylı bilgi için: www.optimistkitap.com

 

“Yeniden Düşünürken” (temmuz’12)

Yazar: Zülfü Dicleli

Dünyayı Anlamak ve Değiştirmek Üzerine!

“Benim kuşağım politikayla ilgilenmeye 1960’lı yıllarda başladı. Batı dünyası ile sosyalist ülkeler arasındaki Soğuk Savaşın ve nükleer savaş tehlikesinin en keskin olduğu, Türkiye’de demokrasinin bir gelip bir gittiği yıllardı.

Ne televizyon vardı, ne AVM ne de ATM’ler. Bilgisayar ve internet hayal bile edilmiyordu. Evinize telefon bağlanması için birkaç yıl, pasaport alabilmek için aylarca beklerdiniz. Döviz bulundurmak, yabancı sigara içmek suçtu. Zenginlik az, yoksulluk çoktu.

Bizlere dünya hep öyle gidecek, sol ve sosyalizm yükselmeye devam edecek gibi görünüyordu.

Ne var ki 1980’lerle birlikte dünyada ve Türkiye’de büyük değişimler yaşanmaya başladı. Önce sosyalizmin sonu geldi. 2000’lerde de mevcut haliyle kapitalizm sürdürülemez oldu. Şimdilerde insanlık tarihinin neredeyse son 500 yılını kapsayan Batı merkezli modernizm çağının sonunu yaşıyoruz. Daha birkaç on yıl sürecek gibi görünen bu çağ dönüşümünün ötesinde, bir ihtimal, yeni küresel bir uygarlığa yönelme perspektifi parlıyor.

Bütün bu değişim süreci boyunca birçokları gibi ben de bizim dünyaya, yaşama, sola, sosyalizme ve marksizme ilişkin görüşlerimizi gözden geçirmeye başladım. Türkiye’yi doğru okumayı öğrenmeye, dünyayı anlamak ve değiştirmek sorunsalı üzerine yeniden düşünmeye çalıştım ve çalışıyorum.

Bu kitapta okura son yirmi yıl içinde yazdığım bazı yazılardan ve yaptığım bazı konuşmalardan bir derleme sunuyorum. Bunların hepsi de ülkemizin ve dünyanın yaşamakta olduğu bu derin değişim sürecinin değişik yönlerini anlamaya ve anlamlandırmaya, yeni bir anlatı geliştirmeye katkı denemeleridir.”

 Zülfü Dicleli

 

(Detaylı bilgi için lütfen kapak görseline tıklayınız)

“Pazarlama 3.0” (ocak’11)

“İnsan Merkezli Olup Aynı Zamanda Kâr Etmek Mümkün müdür?”

İnsan Merkezli Olup Aynı Zamanda Kâr Etmek Mümkün Müdür?

Yazar: Philip Kotler – Hermawan Kartajaya – Iwan Setiawan

Dünya hızlı ve sıkıntılı bir değişim sürecinden geçiyor. Son finansal kriz yoksulluk ve işsizliğin artmasına neden oldu. Ayrıca, iklim değişikliği ve nüfus artışı ülkeleri atmosfere bırakılan karbonmonoksit gazı miktarını azaltmaya zorluyor, ancak bu şirketlerin omzuna ek yükler bindiriyor. Dahası, ekonomik büyümenin merkezi hızla Doğu’ya kayıyor. Öte yandan, teknoloji mekanik bir dünyadan dijital bir dünyaya doğru evriliyor-internet, bilgisayarlar, cep telefonları ve sosyal-medya ve bu, üretici ve tüketicilerin davranış biçimlerini ciddi biçimde etkiliyor.

Bütün bunlar pazarlamanın yeniden düşünülmesini gerektirecektir. Son altmış yıl içinde, pazarlama ürün-merkezli (Pazarlama 1.0) olmaktan tüketici-merkezli (Pazarlama 2.0) olmaya yöneldi. Şirketlerin odak noktalarını ürünlerden tüketicilere ve insanlığın karşı karşıya kaldığı sorunlara doğru genişlettiğini görüyoruz. Pazarlama 3.0, şirketlerin tüketici-merkezli olmaktan insan-merkezli olmaya doğru kaydıkları ve kârlılığın kurumsal sorumlulukta dengelendiği aşamadır.

Pazarlamanın efsane ismi Philip Kotler, katılım ve işbirliğine dayalı bu yeni çağda, iş dünyasına şekil veren üç büyük kuvvete göz atarak yeni kurallar açıklıyor. Bazı kilit uygulamaların, yeni iş modellerinin ve ana trendlerin açıklandığı bu kitap, bir adım öne geçmek isteyen herkes için stratejik bir başlangıç noktası.

Unutmayın: Müşterileriniz artık daha farkında, daha faal ve eskisinden daha güçlü!

(Detaylı bilgi için lütfen kitap görseline tıklayınız)

“Çin’in Megatrendleri” (ocak’11)

Bir Ekonomik, Sosyal ve Politik Dönüşüm Hikâyesi…

Yazar: Doris & John Naisbitt

Bir Ekonomik, Sosyal ve Politik Dönüşüm Hikâyesi...

Çin’in, dev bir işletme halinde kendini yeni baştan yaratmasına tanık oluyoruz. Çin dünya koşullarına ayak uydurabilmek için kendini değiştirmekle kalmıyor, aynı zamanda küresel ticaret koşullarını da değiştiriyor.

Çin giderek artan bir tempoda ekonomik ve siyasi kurallar koyabiliyor. Batılı ülkeler büyümeyi sürdürebilmek için Çin pazarına muhtaç oldukları gibi, Çin pazarlarına girebilmek için de kıyasıya rekabet halindeler.

Peki, Çin bunu nasıl başardı? Yoluna nasıl devam edecek? Nasıl oldu da demokratik yönetime ve piyasa ekonomisine dayalı birçok devlet ekonomik gerileme ve durgunluk içindeyken, bunların pek olmadığı Çin başarıya ulaşabildi? Bir milyarı aşkın insanı yoksulluktan çıkarıp mütevazı refaha götüren yepyeni bir sosyoekonomik sistemin dinamikleri neler?

John ve Doris Naisbitt, Çin hükümetinin de desteğini alarak önemli verilere ulaştılar, uzun yıllar birçok eyaleti dolaşarak benzersiz enformasyon topladılar ve çok satan Megatrendler’in ardından, yine çok konuşulacak bir kitaba imza attılar.

Çin’in oldukça büyük olan ama anlatılmayan öyküsünü merak edenler için bir ekonomik, sosyal ve politik dönüşüm hikâyesi…

(Detaylı bilgi için lütfen kitap görseline tıklayınız)