Sait Sürmen yorumluyor: “Ekiplerin Beş Temel Aksaklığı”

Şirketlerin bilançolarında aktiflerinde görünmeyen soyut varlıklar, işveren marka sının oluşmasında çok önemli yer tutar. Çalışan memnuniyeti ve sadakati… 

Şirketlerin ve markaların sürdürülebilirlik stratejilerinde şirket içindeki iş ilişkilerini etkin, operatif süreçlere dönüştürmekte en önemli faaliyet döngüsünü oluşturmakta. Zira çalışanları içeride ki müşteri olarak düşünerek, dışarıdaki müşteri memnuniyetini arttırılabilir.

Yönetim uzmanı Patrick Lencioni’nin kaleminden, Optimist Yayın Grubu tarafından Türkçe’ye kazandırılan “Ekiplerin Beş Temel Aksaklığı“ kitabı; ekiplerde gözlemlenen aksaklıklar ve çözüm yolları üzerine kurgu bir hikaye üzerinden yalın bir dille, akıcı bir yönetim kitabı.

İnanç, tutarlılık, samimiyet etkilerinin motivasyonuyla “güven” tesis edecek ortamlar geliştirerek, iletişim, işbirliği ve ilişki yönetimi süreçlerinin fonksiyonel hale getirmek mümkündür.

Amaç ve önceliklerin etkin bileşimi “verimlilik” denkleminin eşitliğine götüre bilir. Günümüzün hızla değişen ve dönüşen dinamik iş ortamı düşünüldüğünde, öğrenen organizasyonlarla koşullara uyum sağlama avantajı elde edilebilir.

Satış Yönetimi Uzmanı Jeffrey Gitomer‘in de dediği gibi; ”Güven iş hayatında ve özel hayatta en temel ilkedir. Kendinize güvenmeden başkalarına güvenemezsiniz.” 

Patrick Lencioni; şirket içi iletişimde “basitlik” ve “açıklık” kavramlarının önemini örnek hikaye kurgusuyla çok güzel anlatıyor kitabında.

Yönetimde, çeşitliliğin ve kapsayıcılığın öneminin arttığı zamanın ruhunda, farklılıkların farkında olarak, bunları şirket için birer fayda unsuru haline getirmek, açık iletişim kurmak, katılımı ve bağlılığı arttırmak, geri bildirim gibi yönetsel fonksiyonlarla; şirket içi siloların oluşması ve mikro yönetimlerin önüne geçilebilinir.

Patrick Lencioni‘nin piramit metaforuyla gösterdiği beş temel aksaklık: Güven eksikliği, çatışma korkusu, bağlılık eksikliği, hesap sorulabilirlikten kaçınma, sonuçları dikkate almamak. Piramitin en geniş bölümü “güven eksikliği”. Keyifli okumalar, iyi haftalar…

Sait Sürmen Kimdir?

Bütçeleme, finans, ulusal ve uluslararası vergi danışmanlığı, finansal planlama, raporlama, 25 yıllık tecrübe
#economy, #finances, #management, #technology ve #accountingandaccountants ile ilgili konuşuyor.

#management
#Sustainability
#motivation
#innovation
#creativity
#futures
#humanresources
#business
#happiness
#leadership
#productivity
#strategy
#entrepreneurship
#economy
#careers
#socialnetworking

YENİ! Akıl Sermayeye Fark Atar – Günter Faltin

Akıl Sermayeye Fark Atar – Günter Faltin
Herkes İçin Girişimcilik
Yalın, Akıllı ve Basit

Girişimcilik öğretmenleri çoğunlukla risk almayı över ve “fırsatların üzerine atlamaya” vurgu yaparken, Faltin bize riskleri en aza indirmeyi ve anlık fırsatların cazibesine kapılmamayı öğütler. O, benim tabirimle girişimciliğin “slow food” versiyonudur; acele etmeden iyice hazırlanın, sonra da yayılıp tadını çıkarın. Yemenin zevki kadar yemeği hazırlamanın da zevkine varın; hem çalışmanın hem de ödüllerinin keyfine varın. İşin kölesi olmayın; kafanızı serin tutun. Anlamlı işler yapın; öteki insanları ve dünyanın bütününü aklınızdan hiç çıkarmayın.

Olanaksız gibi mi görünüyor? Akıl Sermayeye Fark Atar bunun nasıl yapılabileceğini Teekampagne örneğiyle, ayrıca “Faltin modeli”ni temel alan diğer başarılı şirketler üzerinden gösteriyor. Bu model yalnız dünyanın dört bir yanında boy gösteren “girişimcilik baharının ilk filizleri” değil, şu anda diğer filizlerden üreyen tohumları da büyümekte olan kökü güçlü bir bitkidir. Bu kitap sizi de böyle bir tohum atıp yaşam ağacınız olarak boy atmasını izlemeye esinlendirebilir.

Fritz Fleischmann, Babson College

#optimistkitap
#yenikitap
#Akıllısermayefarkatar
#günterfaltin
#girişimcilik
#startup
#girişimcininelkitabı
#işveyönetim
#işkitapları
#ekonomiyönetimi
#girişimcilaboratuvarı

Anne-Baba Kitaplığı Anı – Günlük Araştırma – İnceleme Başvuru Bilim Tarihi Dijital Dönüşüm Serisi Dijital Çağ Dijital Şirket Kütüphanesi Kampanya Duygusal Zekâ Kampanya EKOIQ Kitaplığı Enformasyon Girişimci Kitaplığı Haftanın Kitabı Harvard Business Review HBR's 10 Must Reads HBR's Duygusal Zekâ Serisi Irmak Parlat blog yazıları Kadın Kişisel Gelişim Kurumsal Kampanya Mentor Cep Dizisi Obje dizisi Optimist Optimist Kitap Set Kampanyaları Optimist Newsletter Optimist İdea Peter Drucker 100. Yıl Kitaplığı Politika Reklam ve Pazarlama Sait Sürmen Yazıları Satış ve Pazarlama Sağlık Strateji Teach Yourself TED Kitapları Türk Hava Yolları Yayınları Yalın Üretim Yaşam Kültürü Yeryüzü serisi Yönetim – Liderlik Çizgi Roman Özge Saygün Yazıları İnovasyon İnsan Kaynakları İş – Yönetim Şirket İçi Eğitim

YÖNETİM BECERİLERİ — Ekibinizi Yönetmek

Fikirlerinizin Ekibin
Fikirlerine Üstün Gelmemesini Sağlayın

Lider olarak göreviniz, ekibinizin yargılanma korkusu olmadan fikirlerini paylaşabileceği güvenli bir ortam yaratmaktır. Ancak başkalarının önerilerini dikkate alıp bir yandan onlara bir şeyler anlatmak zor olabilir. Beyin fırtınası oturumları sırasında kendi fikirlerinize mi odaklanmalısınız yoksa geri çekilip koçluk mu yapmalısınız? Buradaki anahtar davranış, dengeyi bulmaktır.

Kutlamaları önemseyin

Şirketlerin çalışma yıldönümlerinde, terfilerde ya da başarılı projelerde kutlama yapmasına alışığız. Onay ve takdir gördüğümüz bu kutlamalar önemlidir ve sürmelidir. Ama şirketler, çalışanlarına zor zamanlarda destek olmak için de kutlamalardan yaralanabilir. Fedakârlık yapanları veya zorluk yaşayanları fark etmek ve onurlandırmak, o kişilerin ilerlemesine yardımcı olmak için güçlü bir yol olabilir.

Sadece ekipleri değil kişileri de yönetin

Başkalarının hakkımızda ne düşündüğüyle ilgili endişelenmek kısıtlayıcı olabilir. O zaman risk almayı bırakır, hep güvenli sularda yüzeriz. Kariyerimiz etkilenir. Bu tür endişelerle başa çıkmak için size kim olduğunuzu açıkça gösteren bir felsefe geliştirin ve buna göre yaşayın.

Başarısızlığı kabul edin

Başarısızlık ancak ondan önemli bir şey öğrendiğinizde ve gerekli değişiklikleri yaptığınızda olumlu kabul edilir. İnkâr, bunu engeller. Başarısızlığı kabul etmek ve bunu öğrenme fırsatı olarak görmek, ekibin de fikirlerini daha rahat dile getirmesini sağlar, yaratıcılığı teşvik eder. 

Anlama önem verin

İnsanlara ilham alabilecekleri bir vizyon sunun, zorlu hedefler belirleyin ve amacınızı net olarak belirttiğinizden emin olun. 

Geribildirime odaklanın

Koçluk için düzenli bire bir görüşmeler yapın. Geribildirim verirken açık, dürüst ve yapıcı olun. 

Yeniliklere açık olun

Yönetim tarzınızda, vizyonunuzda, beklentilerinizde ve geribildirim-lerinizde yeni fikirlere açık olun. Eğer gerekliyse değişikliğe onay verin. 

Ekibinizle konuşun 

Endişenizi hafifletebilmek için işlerle ilgili güncellemeleri ne zaman istediğiniz konusunda ekibinize karşı net olun. Onları nasıl daha iyi destekleyebileceğinizi sorun. Sorunları ve zorlukları ortaya koyun ve ardından tüm ekibi çözüm üretmeye dahil edin.

Yönetim Becerileri — Kendinizi Yönetmek

Kişisel Felsefenizin Farkında Olun ve Ona Göre Yaşayın

Başkalarının hakkımızda ne düşündüğüyle ilgili endişelenmek kısıtlayıcı olabilir. O zaman risk almayı bırakır, hep güvenli sularda yüzeriz. Kariyerimiz etkilenir. Bu tür endişelerle başa çıkmak için size kim olduğunuzu açıkça gösteren bir felsefe geliştirin. Adımlarınızı hangi değerler yönlendiriyor?

Gerçekten istediğiniz hedefler belirleyin

Eğer profesyonel gelişiminizle ilgili hedefleriniz için yapmanız gereken şeyler size tatsız ve güç geliyorsa ilerleme kaydetmeniz mümkün olmaz. Kendinize “Başarmayı, bu hedefi gerçekten ilginç ve önemli bulduğum için mi yoksa başkalarını memnun etmek için mi istiyorum?” diye sorun ve arzularınızla gerçekten uyumlu hedefler belirleyin. 

Kişisel felsefenize göre yaşayın

Başkalarının hakkımızda ne düşündüğüyle ilgili endişelenmek kısıtlayıcı olabilir. O zaman risk almayı bırakır, hep güvenli sularda yüzeriz. Kariyerimiz etkilenir. Bu tür endişelerle başa çıkmak için size kim olduğunuzu açıkça gösteren bir felsefe geliştirin ve buna göre yaşayın.

Kontrolü ele alın

Tükenmişliğin en büyük sebeplerinden biri kontrolü kaybetme duygusudur. İşyerinde sizinle ilgili kararlarda söz sahibi olmadığınızı düşünmek sağlığınızı etkileyebilir. Kontrolü kaybettiğinizi düşündüğünüzde bir adım geri çekilin ve “neden” diye sorun. Sorunu net şekilde
belirlediğinizde çözüm bulmak daha kolay olur.

Öğrenmeyi günlük işlerinizin arasına sıkıştırın

Yeni şeyler öğrenmek için zaman yaratamıyorsanız, bu işi günlük görevlerinizin arasına sokun. Bazı becerileri etrafınızdakilerden kapın. Yöneticiniz görüşmeleri nasıl idare ediyor gözlemleyin, satış birimindekilere piyasadaki yeni gelişmeleri sorun, bir sunum yaptıktan sonra iş arkadaşlarınızdan
geribildirim alın.

Sıkıcı rutinden çıkın

Yaratıcılığınızı hareketlendirmek için alışkanlıklarınızı değiştirin. Her ay yeni bir şey deneyin. İş yerinde farklı insanlarla tanışın. Kendi departmanınızı diğer departmanlarla bir araya getiren kesişme alanları bulun. Birimler arası aktiviteler için gönüllü olun ve karşınıza çıkan pürüzleri, araştırma ve analiz için taze fırsatlar olarak görün.

Olumlu geribildirimleri unutmayın

Eleştirel geribildirimler sarsıcı olabilir ve aklınızda yer edinirler. Oysa olumlu geribildirimler güçlü yanlarınızı keşfetmek için çok daha değerli olabilir. Aldığınız övgüleri, teşekkür kartlarını ya da e-postaları saklayın; arada bunlara göz atın.  Övgüyü daha çok hangi konular üzerine almışsınız, analiz edin. 

Sait Sürmen yorumluyor: “Banka Şube Müdürünün El Kitabı”

📌📌📌 KİTAP TAVSİYESİ:

🎯 İyi akşamlar değerli bağlantılarım;

Sizlere iş hayatında uzun yıllar profesyonel yöneticilik yapan, finans ve bankacılık sektöründe başarılı bir kariyer deneyimi bulunan Çiğdem Güven hanımefendinin kaleminden, banka şube müdürlerine, şube müdür adaylarına, lider yöneticilere kılavuz niteliğinde bir çalışma olan Optimist Yayın Grubu tarafından basılan “Banka Şube Müdürünün El Kitabı” adlı çalışma oldukça rahat, sade, anlaşılabilir bir şekilde okunan liderlere, yöneticilere pratik öneriler sunan, Çiğdem Güven hanımefendi tecrübelerinin süzgecinden geçirerek kaleme aldığı kaliteli bir okuma fırsatı sağlıyor okuyucusuna…

🎯Kitap, beş ana başlıkta gruplandırılmış;

✅ Kendini Yönet:
Bütün kadim öğretilerde ve dinlerde bilgeliğin ve hikmetin temeli “kendini tanımaktır.” Eski bir söyleyiş vardır; “Vicdanının öğrencisi nefsininin öğretmeni ol.”
✅ İşini Yönet:
Huzurlu, mutlu işyeri ortamları kurmak, ilişki, iletişim ve işbirliği süreçlerini işleterek güven tesisini oluşturmak, iş dağılımı, kontrol, toplantı yönetimi, delegasyon, adalet, ödül, değerler gibi konularda çalışanın psikolojik ve yapısal güçlendirmesini sağlamak, iş ortamlarında öğrenen organizasyonlar geliştirmek… Strateji geliştirme, yönetme, deneyimlerden öğrenme, risk yönetimi…
✅ Ekibini Yönet:
Müteveffa Peter Drucker’ın güzel bir sözüyle giriş yapmak istiyorum; “Liderlik kıdem, ayrıcalıklar, ünvan ya da para değil, sorumluluktur.” İlham alan ve veren liderlerin önemi, etkileme, açık iletişim kurma becerisi, cesaret vermek, motivasyon, geri bildirim gibi unsurlar ön planda tutulmalıdır…
✅ Deneyim Paylaşımları:
Çiğdem Güven hanımefendi kendi deneyimlerinden kesitler, vakalar…
✅ Makaleler:
Çiğdem Güven hanımefendinin çeşitli kavramsal ve kuramsal konularda derlediği makalelerden teşmil.

🎯 Kaliteli yayın içeriklerine imza atan Optimist Yayın Grubu’na ve yazar Çiğdem Güven hanımefendinin emeklerine sağlık. Keyifli okumalar…

🎯#management #innovation #careers #humanresources #motivation #futurism #socialmedia #networking #sustainability #leadership #finances #productivity #creativity #leadership #strategy

🎯Finansal Okuryazarlık ve Erişim Derneği (FODER), Teknoloji ve İnovasyon, Yönetim Kurulunda Kadın Derneği, Yönetim Danışmanları Derneği, Tomorrow, Vergi Algı, Yeni e-konomi Danışmanlık

Yönetimde Akılcılık Değil Akıl

1

Avrupa Aydınlanmasından bu yana akıl, insanlığımızın ayırt edici özelliği olarak görülmüştür. Fransız filozoflar bizi hayvanlardan ayıran şeyin soyut düşüncenin gücü olduğunu öne sürmüşlerdi. Bizi geleneğin, dogmatik inancın ve keyfi yönetimin tiranlığından kurtaracak kesinliği ancak akıl vaat edebilirdi.

Akıl ve akılcılık

Ne var ki tek bir aydınlanma olmadı. Fransızlar Descartes’ı kendilerine model alıp onun akılcı yönteminin üstünlüğüne odaklanırken İngiliz ve İskoç Aydınlanması aklın kısıtlarını vurguluyordu. Britanyalılar için insan doğasının özü doğru ve yanlışa ilişkin ahlaki bir anlayıştan ve başkaları için doğal bir empatiden oluşuyordu. Onlar için akıl, akılcılık değil akla uygunluk anlamına geliyordu. Bu farklı perspektifler sosyal sistemlerde değişim konusunda kökten farklı anlayışlara götürdü.

2

Muhafazakâr Edmund Burke ile radikal Thomas Paine arasındaki çatışma ve onların Fransız Devrimi’yle ilgili farklı görüşleri buna bir örnektir. Burke Fransız Devrimi’ni tam anlamıyla bir felaket, topluluk ve geleneğin tahrip olması ve “iktisatçılar ve hesapçılar” çağının başlangıcı gibi görürken, Paine devrime alkış tutuyordu.

Amerikalı politikacılar Aydınlanmanın hangi dalından olduklarını hiçbir zaman tam anlayamadılar. Jefferson ve Hamilton karşıt taraflarda yer almıştı. Ronald Reagan, muhafazakâr görüşlerine rağmen, Paine’in “Dünyayı yeniden kurmak gücümüz dahilindedir” sözünü tekrarlamaktan hoşlanırdı. Bu bölünmeler bugün de devam ediyor. Burke gibi muhafazakârlar ancak yetiştirilip büyütülebilir olan şeyleri entelektüellerin tasarlama ve inşa etmesi düşüncesinden dehşete kapılırken, Paine’in takipçileri dünyayı yenilemeyi amaçlayan ilerici gündemleri izlemeye devam ediyor.

Politikanın tersine Amerikan şirket yönetimi hiçbir zaman pek bir felsefi kuşku içinde olmamıştır. Bu özgüvenin köklerini Amerika’nın şirket yönetiminin ilk öncülerinin de yetiştiği West Point Askeri Akademisinde 19. yüzyılda Fransız düşüncesinin etkin olmasına kadar takip etmek mümkündür. Örneğin West Point’te o tarihte gözde olan Fransız askeri yazarı Antoine-Henri Jomini, Napoleon’un zaferlerini yorumlarken başarının ilkelere indirgenebileceğini ileri sürüyordu. 1950’lerin sonunda işletmecilik okulları yeniden düzenlenirken de Anglo-Amerikan felsefesi sıkı bir analitik yörüngede yol alıyordu.

3

Akademisyenler yönetimi iktisat kalıbında dökülmüş bir bilim haline getirmek sevdasındaydı. Bilimsel akılcılık tek hakiki bilgi, bilimsel yöntem de tek geçerli araştırma biçimi olarak kabul ediliyordu. Böylece şirket yönetimi teorinin uygulanmasından ibaret teknik bir pratik haline geliyordu. Örgütsel değişim yukarıdan aşağı, dışarıdan içeri akılcı bir süreç olarak görülüyordu. Bu perspektif 1990’ların mühendislik/yeniden düzenleme (reengineering) çılgınlığı sırasında tepe noktasına ulaştı. Bugün bile, “akılcı” sözü bir iltifat olarak algılanıyor ve bilimsel akılcılıktan sapmalar “hata” veya “önyargı” olarak niteleniyor.

Evrim bizden daha akıllıdır

Eğer bilimsel akılcılık dünyaya yaklaşmanın bu kadar üstün bir yolu olsaydı biz de bu anlamda akılcı olacak bir şekilde evrim geçirmez miydik? Hugo Mercier ve Dan Sperber gibi bilişsel bilimciler aklın bireylerin daha iyi kararlar almasını sağlamak için ortaya çıkmış olmadığını savunuyorlar. Onlara göre akıl, bireylerin büyük ölçüde bilinçdışı süreçlerle almış oldukları kararları akılcılaştırmalarını mümkün kılmak için gelişmiştir. Bireysel düzeyde bu, “doğrulama önyargısı” olarak bilinen şeyi ortaya çıkarırken, grup düzeyinde uyarlanma getirir. Tutkulu bireylerin farklı eylem hatları üzerine kanıta dayalı fikirler ileri sürmesi grupların daha iyi kararlar almasını sağlar. Bireyler için akılcı olan bir şey toplum için akıldışı olabilir ve bunun tersi de doğrudur. Evrimsel var kalmanın birimi de birey değil topluluktur.

4

Akla dönüş

“İktisatçılar ve hesapçılar” çağı yönetim alanında onlarca yıldır hüküm sürüyor ve şimdi büyük veri ile yapay zekânın yükselişi bu egemenliği daha da genişletmeyi vaat ediyor. Ama eğer makine algoritmaları bizden daha iyi bilimciler olabiliyorsa, o zaman egemen Kartezyen akılcı felsefe için bir sorun var demektir. Buna karşılık yönetime insan boyutunu yeniden getirmek için dar bilimsel akılcılıktan uzaklaşıp daha geniş bir akıl anlayışına geçmeliyiz.

Bunun için, hem varoluşsal hem de enstrümantal sorulara yanıt bulma ihtiyacımızı kabul eden pragmatik bir felsefeye ihtiyaç var.

Kimlik: Biz kimiz ve niçin önemliyiz?
Yarar: Ne istiyorum/istiyoruz ve buna nasıl ulaşırım/ulaşırız?

Varoluşsal ve enstrümantal şeklindeki ikili yaklaşım örgütsel değişim anlayışımız açısından önemlidir. Değişim konusunda mühendislik (yarar) ve ekoloji (kimlik) yaklaşımları arasında ayrım yapmamızı mümkün kılar. Kuşkusuz ikisine de ihtiyacımız var ama mevcut durumda mühendislik yaklaşımı ekolojiyi neredeyse tamamen dışlayacak şekilde egemen durumda. Yönetimin karmaşık (complex) değil de karışık (complicated) problemlerle uğraştığı iddiasıyla
bu haklı gösterilmektedir. Karışık, çetrefilli problemler mühendislik yaklaşımıyla, teknik yaklaşımlarla giderilebilirken, karmaşık problemler ekolojik bir yaklaşım, uyarlanma yaklaşımı gerektirir.

Makineler bizi oraya götüremez, enformasyonu işleyebilirler ama anlam oluşturamazlar.

Bu kolay olmayacak. Bunun için sanatları ve beşeri bilimleri araştırmanın analitik bilim kadar geçerli analog biçimleri olarak görebilmeliyiz. Bakış açısını değiştirmek gibi basit bir şey değildir bu. Sanatların ve sosyal hareketlerin kimliklerimizi, varoluş tarzlarımızı biçimlendirmedeki gücünü kavramak için zorlu sarmalayıcı (hayat olarak da adlandırılan) deneyimlere ihtiyaç vardır. Evrimin dehası da burada yatar; kendisini sonsuza kadar yenilemek için sadece tek bir nesle dayanmaz.

Farklı genetik ve kültürel arka planlara, farklı deneyimlere sahip yeni nesillere dayanarak daha öncekiler üzerinde Burke tarzında inşa etmeye devam eder. Yoksa, kulağa pek hoş gelmese de, eşeysiz yeniden üremeye geçer ve sonsuza kadar klonlar olarak yaşardık.

Yazar: DAVID K. HURST
Kaynak: 21 Mart 2018, Global Peter Drucker Forumu Blogu

The Manager: Futbolun Dâhi Liderleri

The Manager

Yazar: Mike Carson

Herkesin bu liderlerden öğrenecek bir şeyleri var…

Bilgisayar oyunu başında ya da televizyon karşısında taktik vermek, oyuncu değiştirmek, kaçan pozisyonları değerlendirmek, içimizdeki “menajeri” ortaya çıkartma yolumuz. Oysa dünyanın en rekabetçi liginde ayakta kalabilmek, değişen sistemlere uyum sağlamak hatta sistemlerin değişmesine önayak olmak hiç kolay bir iş değil.

Muazzam yetenekteki bir avuç genç milyoneri nasıl yöneteceksiniz? Takımda baş gösteren krizleri fırsata nasıl çevireceksiniz? Uzun süreli bir başarı için neler yapabilirsiniz? Ezici bir baskı altında çalışırken sakinliğinizi kaybetmeden liderlik yapmaya nasıl devam edeceksiniz? Bu soruları Fortune 500 şirketlerinden birinin CEO’suna da sorabilirsiniz, İngiltere Premier League ekiplerinden birinin menajerine de…

Jose Mourinho, Sir Alex Ferguson, Arsene Wenger, Carlo Ancelotti, Roberto Mancini, Roy Hodgson, Sam Allardyce, Brendan Rodgers, Harry Redknapp, David Moyes, Martin Jol…


(Detaylı bilgi için lütfen kapak görseline tıklayınız)

Etkili yönetim fikirleri Yönetim Ajandası’nda

Liderlik tarzının stratejik bir tercihten çok, bir kişilik özelliği olduğunu mu düşünüyorsunuz? Belki de yönetim denen kavramın sadece iş hayatını kapsadığını zannediyorsunuz. Yanılıyorsunuz!

yönetim ajandası

2014 Yönetim Ajandaları, yeni bir sayfa açmak isteyenleri farklı bir konseptle buluşturuyor. Her sayfasında önemli bir yönetim fikrinin yer aldığı bu kitap/ajandalar, hızlı ve pratik tavsiyelerle “yönetim” denen şeyin öğrenilebilir olduğunun ispatı.

Yeni bir sayfa açmanın en kolay hali: Ajanda

Yaşamın her alanında detaylar çoğalıyor, öncelikler değişiyor ve yönetim zorlaşıyor. Kişisel sorumlulukların ve işlerin etkin yönetilebilmesi için ajanda tutmak, olmazsa olmazlar listesinin en başında.

Yönetim temalı ajandalar, önemli fikirler peşinde koşanlara özel olarak tasarlandı. Her sayfasında kritik önemde bir yönetim fikri yer alan bu ajandaları, şirketinize özel bir sunumla çevrenize hediye edebilirsiniz.

Detaylı bilgi için:

Utku Işık, Satış ve Pazarlama Sorumlusu

0.216.412 72 13 – 140

utkuisik@optimistkitap.com

örnek sayfa

Yönetim_Ajanda

Kapitalizm 24902

Kapitalizm 24902

Yazar: Richard Branson

Yaşamlarımıza daha fazla anlam katarken aynı zamanda gurur verici işlere imza atmamız mümkün mü?

Richard Branson, yeni bir vizyon geliştirmek ve bugün artık her an bir yenisiyle karşılaştığımız büyük fikirlerle atılım yapmak isteyen yeni nesil girişimcilere heyecan verici gerçeklerden bahsediyor.

Kapitalizm 24902, iş dünyasına, mevcut işlerini dönüştürmeye, kapitalizmin geleceğine ve dünyanın bugün karşı karşıya olduğu meselelere ilgi duyan herkesin mutlaka okuması gereken bir kitap.

“Şimdi önümüzdeki müthiş fırtınayı durdurmak için herkesin sesini ve enerjisini işin içine katması gerekiyor.”

(Detaylı bilgi için lütfen kapak görseline tıklayınız)

Toyota Tarzı başarının son halkası: Yalın Liderlik

Toyota Tarzı Yalın Liderlik

Yazar: Jeffrey K. Liker – Gary L. Convis

Gerçek problemleri çözmek, belli uygulamaları iyileştirmek ve yeterli sonuçlar üretmek isteyenler için…

Gerçek bir lider olmaya ve diğerlerini geliştirmek için sistematik bir yaklaşım ortaya koymaya nasıl başlayabilirsiniz? Birçok yönden zaten başladınız. Aslında bu kitabı okumanız, nerede olduğunuz ve nerede olmak istediğiniz arasındaki farkı tanımlamaya yetiyor.

Yalın üretim, tüm zamanların en başarılı kimi işlerine imza atmaya devam ediyor. Fakat yalın süreçler açısından dünya birincisi olmak, problemlerin meydana gelmesini engellemiyor ve onları çözmeye yardım etmiyor; çünkü yaşanan sorunlar gerçekte yalın süreç problemleri değil, liderlik problemleri. Bu kitapta 60 yıldan daha uzun bir süredir yalın liderler yetiştiren Toyota’nın kriz çözme yöntemleri ve liderlik uygulamaları mercek altına alınıyor. Dünyanın tüm fabrikalarına, Ar-Ge ve satış operasyonlarına, İK bölümlerine adapte edebileceğiniz bu liderlik modeli, yalın yolculukta olanlar için bir hazine değerinde.

Bir şirkete ömrü boyunca ve istekli bir lidere kariyeri boyunca rehberlik edebilecek Yalın Liderlik, mükemmellik vizyonunun derin bir şekilde anlaşılması için şimdiye dek bir araya getirilmiş en etkili liderlik analizlerini içeriyor.

*** Yalın Üretim dizisinin diğer kitapları için tıklayınız. 

(Kitap hakkında detaylı bilgi için kapak görseline tıklayınız)